top of page

BİRAZDA FİLM/ FLEE (KAÇIŞ) : YAŞAMAK NEDİR?

  • Yazarın fotoğrafı: Yaprak Yazar
    Yaprak Yazar
  • 30 Kas 2023
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 20 Nis 2024

" Ahzap 16

De ki: “Eğer ölmekten veya öldürülmekten kaçıyorsanız, bilin ki bu kaçışın size bir faydası olmayacaktır. Çünkü bugün ölümden kaçsanız bile, dünya nimetlerinden ancak pek az bir süre faydalanacaksınız."



"Uyuyan milletler ya ölür ya da esir olarak uyanır!"

Mustafa Kemal ATATÜRK

Kaçak sığınmacılar konusu ülkemin insanının sabır suyunu kaynar ateşe atarken tam da bam teline dokunacak bir filmden bahsetmek istiyorum bugün: FLEE (KAÇIŞ)


Kaçak sığınmacılar meselesi bugünlerde ülkemi dar boğaza sokmuş bir konu. Ülkemi hem sosyal hem ekonomik hem de ruhsal açıdan yaralıyor. Eğer ülkemin durumu bulunduğu halden çok daha farklı olsaydı Afganistan'ın bu acıklı halini uzaktan izleseydim düşüncelerim değişir miydi? Sanmıyorum. Benim Amin ve ailesinin kaçmakta bulduğu çözümü anlayabilmem için kendi vatanımı dünya üzerinde Asya ve Avrupa kitaları arasında çıkıntılarla bezeli depremin üzerinden pek çok kere geçtiği halde dümdüz edemediği henüz genç bir arazi olarak görmem gerekiyor. Coğrafya ülkemi böyle tanımlıyor.


Filmin yönetmeni Amin'e soruyor.

"Ev senin için ne demek?"


Amin cevaplıyor:


"Orada kalıp gitmediğin bir yer."


Ülkem insanı olsa; üzerine yaşayıp üzerinde öldüğüm yer der.


Bugün ben bile babamı taşrada görev yaptığım halde oraya taşınmaya ikna edemiyorum gerisini siz düşünün. Beni yerimden yurdumdan etmeyin diyor adam. Bumerang gibi merkeze gidiş geliş yapıyorum.


Balkan savaşlarının ortasına gözlerini açmış olan Atatürk, Çanakkale Savaşı'nda Yarbay olarak: Size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum! demiştir. Yani savaşacak cephaneniz, süngünüz yok mu? Gerekirse ölün ama esareti kabul etmeyin. Çünkü siz vatan için ölmeyi göze almazsanız yerinizi alacak başkaları illaki olacaktır! Bir de karşıdaki mülteci karşıtı ülkeleri düşünelim:

Ülke sınırlarını uluslararası anlaşmaların ve hukukun belirlediği bir zamandasınız. Karşınızaki adamlarda vize yok! Pasaport yok! İnsan kaçakçılarına para vererek tır içinde ya konteynere saklanmış bir şekilde ya da sahil güvenlikten kaçan kamarasının altına sıkıştırılmış bir gemidesiniz ve savaştan kaçmak için olası en rezil bir şekilde ülkelere giriş yapmaya çalışıyorsunuz. Yani yasa dışı her yolu denemişsiniz! Hiçbir ülke bunu kabul etmez ve zorunda da değil.

Afgan yazar Halid Hüseyin'in kendi ülkesini anlattığı iki romanını okudum şimdiye kadar ve onun kitaplarından anladığım kadarıyla Sovyet Rusya hakimiyetindeki dönem, Afganistan'ın en iç açıcı dönemi.

Kızlar üniversiteye gidiyor, kadınlar çalışıyor sokaklar özgür. Tabii ülkede her daim Rusya karşıtları oluyor bu dönemde ve zamanla ABD, bu muhalif grubu silahlandırıp Sovyet Rusya'yla savaşa sokuyor. Afgan ordusu zayıf, askere gidecek olan sivil halktan gençler de Rusya tarafından askere alınmak isteniyor. Flee (Kaçış) filmi de Afganistan tarihinin bu noktasına Amin'in ağzından şu sözlerle değiniyor.

"Abim savaşa gitmek istemiyordu. Haksız da değildi. Çünkü savaşa gidenler dönmüyordu. Ölüyorlardı!" Dikkatinizi çekerim; ölüyorlardı diyor!


Çanakkale savaşlarının komutanı Yarbay Mustafa Kemal Atatürk ne demişti oysa?!


"Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimizi başka kuvvetler ve başka komutanlar alabilir."

I. Dünya Savaşı - Çanakkale Cephesi - 25 Nisan 1915


Filmde, Sovyet Rusya döneminin

Afganistan Cumhurbaşkanı'nın sözleri ise oldukça çarpıcı.

"Eğer ABD, Mücahit güçleri silahlandırmaya devam ederse Afganistan ABD için 2. Vietnam olabilir!"


Savaşmak istemeyen Afgan gençleri sonrasında Afganistan'a ne oluyor dersiniz? Tabii ki ABD'nin Mücahit güçler dediği Sovyet karşıtı gençler bir süre sonra Taliban olarak karşımıza çıkıyor ve Sovyet Rusya Taliban güçleri baskısı sonucu ülke topraklarını terk ediyor.


Bütün ülke halkı kafir olmakla suçlanıp hepsi evlerine kapatılıyor! Özellikle de kadınlar! Her türlü müzik aleti, teknoloji aracı, bütün sanatsal faaliyetler yasak! Bilim yasak! Kadınlar doktor olamıyor! Doktora gidemiyor! Eşinin refakati olmayan kadının dışarı çıkması yasak! Eşi ya da oğlu olmayan kadınlar herhalde evinde ölüme terk ediliyor!


Filmin sonunda halen yaşamakta olan kahramanımız Amin sahte kimlikle yurt dışına, Danimarka'ya kaçıyor. Sonradan yakalanıp Afganistan'a gönderilmemek için diğer aile üyelerini konsoloslardan saklıyor büyük abisi asker olmamak için İsveç'e kaçmış. Kendisi Danimarka da! Ortanca abi de ölmemek için asker olmaktan kaçmıştı zaten. O da annesini alıp kaçıyor başka bir ülkeye!


Şimdi siz söyleyin. Vatan nedir? Yaşamak nedir? İnsan sadece nefes almak için mi yaşar?


 
 
 

Commentaires


bottom of page